Kanser tedavisinin hedefi nedir?
yazar: PD Dr. med. Gesche Tallen, editör: Maria Yiallouros, Yayın İzni: Prof.Dr. med. Dr.h.c. G. Henze, Dr. med. Ebru Saribeyoglu (türk.), türk tercüman: Sait Kont, Last modification: 2015/08/31 https://kinderkrebsinfo.de/doi/e73736
Kanser tedavisinin hedefi hastalığın cinsine, yaygınlığına , metastaz oluşturmasına, bazı hallerde hastanın yaşına ve ilk defa mı yeniden mi hastalandığına bağlıdır.
Tedavinin ilk hedefi hastanın iyileştirilmesidir, yani mevcut bütün kanser hücrelerinin tamamen ve sürekli olarak yok edilmesidir. (kür).
Çok etkili tedavi imkanlarına rağmen maalesef her hastada tam iyileşme hedefine ulaşılamamaktadır. Gerçi hastaların çoğunda mikroskop altında veya görüntülü muayene yöntemleriyle [görüntüleme metodları] kanser hücrelerini artık görülemeyecek kadar azaltıp geriletmek (remisyon) mümkün olabilmektedir.
Ama hastaların bir kısmında kanser maalesef yeniden belirmektedir yani nüksetmektedir (residif, tekrarlama). Bu durumda tam şifa(kür) amacıyla tedaviyi yeniden başlatmak mümkün olabilir. Buna karşın bazı hallerde tedavi, ancak hastalığın ilerlemesini önlemek ve tümörlerden kaynaklanan şikayetlerin hafifletilmesi hedefiyle sınırlandırılır. Böyle tedaviler, palyatifdiye adlandırılır.
Prensip olarak, daha ilk tedavide remisyon hedefine ulaşılsa bile, her kanser hastalığı yeniden nüksedebilir. Bunun sebebi, bazı kanser hücrelerinin tedavide muhtemelen tamamen imha edilememesidir. Remisyon durumunda bunlar hücre duraklama devresindedirler ve günün birinde aniden tekrar bölünmeye ve çoğalmaya başlarlar.
Yoğun bilimsel araştırmalar sonucunda bazı kanser hastalıklarında muhtemelen tamamen yok edilemeyen, arda kalan kanser hücrelerini bulabilmek için MRD tanıdenilen metodla moleküler kanıtlama testleri geliştirilmiştir. Bu testler yardımıyla sayısı çok az bile olan geride kalmış kanserli hücreleri saptamak mümkün olabilmektedir. Tek tük kanserli hücrelerin vücutta hala mevcut olması durumu, minimal (İngilizcesi: minimal residual disease, MRD) diye adlandırılır. Tetkiklerde hala yok edilememiş kanser hücreleri bulunduğu saptanırsa, tedavi şeması buna göre ayarlanır. Bu tip kanıtlama yöntemleri günümüzde bazı kanser türlerinde halen başarıyla uygulanmaktadır. Kısaca ALL diye tanımlanan akut lenfoblastik lösemi hastalığı buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Hastalığın yeniden nüksetmesi durumunda (residif) tedavi, genellikle iyileştirme hedefiyle (kür) veya hastalığın ilerlemesini geciktirmeye ve şikayetlerin hafifletilmesine yönelik (palyatif) planlanır. Uygulanması düşünülen tedavi yöntemleri ve bunlara bağlı başarı beklentisi, esas hastalığa ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Bu kapsamda özellikle ilk tedavinin seyri, remisyon süresi, yani hastalığın ne zaman tekrarladığı, ayrıca tekrarın vücudun neresinde belirdiği ve hastalığın tekrar etme sayısı gibi faktörler önemli rol oynarlar.